Propolis; arıcılar arasında preboli ya da arı zamkı olarak da bilinir. Propolis kelimesi, Antik Yunan dilinde Pro (ön, önce) ve Polis (şehir) kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. İngilizcede de Propolis olarak geçen kelimenin bu şekilde ilk kullanımı, bilindiği kadarıyla 15. yüzyıla dayanmaktadır.
Propolis, arıların, bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı reçinemsi maddelere propolis adı verilir. arıların kovan içinde yer alan peteklerin sterilizasyonunu sağlamak, dışarıdan gelen tehlikelere karşı kovanı korumak, bal peteklerini onarmak ve güçlendirmek için kullandığı bir üründür. Arılar, ham propolisi üretmek için başta iğne yapraklı ağaçlar olmak üzere pek çok bitkinin gövde, yaprak, tomurcuk ve nektarlarından elde ettiği maddeleri, kendi salgılarıyla biyokimyasal değişime uğratırlar. Arılar petek gözlerini önce propolis ile kaplar sonra ana arı petek gözüne yumurtasını bırakır. Ayrıca arılar, propolisle sıvanan petek gözlerine balını, polenini, arı sütünü koyar. Böylece arının ürünleri kovanda bozulmadan saklanır. Propolisin rengi farklılık gösterse de genel itibarıyla açık kahveden koyu kahverengine geçişli şekildedir. Soğukta kırılgan ve sert, sıcakta ise yapışkandır. Yapışkan özelliği nedeniyle ciltteki yağ ve proteinlerle etkileşime girer. Genel olarak doğal yapısında %30 mum, %50 reçine ve bitkisel balsam, %10 esansiyel ve aromatik yağlar, %5 polen ve diğer maddeler vardır. Propoliste 300’den fazla komponent tanımlanmıştır ve kompozisyonu bitki kaynağı ve lokal floraya göre değişiklik göstermektedir.
Propolisin protein, karbonhidrat, lipid, vitamin-mineral içeriği oldukça düşüktür. Bu nedenle besinsel bir destek olarak düşünülmesi zordur. Propolisin faydalı biyolojik özellikleri daha çok flavonoidler ve hidroksisinnamik asit türevleri gibi fenolik maddelere atfedilmektedir. Propoliste bulunan en önemli bileşik grubu olarak flavonoidler görülmektedir. Flavonoidler fotosentez yapan hücrelerde bulunurlar. Sekonder bitki metabolitleri olarak bulundukları için insanlar tarafından sentezlenemezler ve bu nedenle insan beslenmesi için önemlidirler.
Propolis genellikle koyu kahverengi bir kütle olmasına rağmen rengi elde edildiği kaynaklara göre değişkenlik gösterir. Karakteristik bir kokuya sahip olan propolisin, içeriği de oldukça zengindir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi arılar propolis yaparken bitki özlerini kullandıkları için bileşimleri kovanın etrafındaki bitki örtüsüne, iklim koşullarına, coğrafi bölgeye göre değişkenlik gösterir.
- Oldukça zengin bir içeriği olan Ham Propolis, hücrelerin yenilenme sürecini hızlandırarak yaraların iyileşmesini kolaylaştırır.
- Ham Propoliste bulunan güçlü bir antioksidandan dolayı, cilt sağlığı üzerinde oldukça iyi etkileri vardır. Cildin yenilenmesini ve diri olmasını sağlar.
- Ham Propolis Mmkrop ve bakterilere karşı koruma kalkanı oluşturur. Arı kovanını mikroplardan arındırdığı gibi, insan vücudunda da mikrop ve bakteri oluşumuna engel olur, hastalıklara yakalanma tehlikesinin düşürür.
- Uçuk ve ağız yaralarını iyileştirir. Ağız kenarında oluşan yaralar başta olmak üzere, çeşitli bölgelerde oluşan uçukların tedavisinde kullanılır.
- Propolis bağışıklık sistemini güçlendirir. Güçlü içeriği ile bağışıklık sisteminin düzenli ve sağlıklı olmasını sağlar.
Yüksek oranda fenolik ve flavonoid maddeler içeren propolis yüzyıllardır olduğu gibi halen, arılar için hayati önem taşımaktadır. Propolis, saf haliyle günümüzde hem yetişkinler hem de çocuklar tarafından gıda ve takviye edici gıda formüllerinde ve kozmetik ürünlerde pek çok farklı şekilde kullanılmaktadır.